Gelişmişliğin bir ölçüsü, kişi başına üretilen çöp üretimi ise, diğer ölçüsü de ortaya çıkan “çöp” ün yeniden kazanımı olsa gerektir. Hammaddenin özellikle metallerin artan fiyatları, çevre bilincinin gelişimi ile paralel olarak geri kazanımı teşvik etmiştir. Gelinen noktada radyoaktif atık maddeler haricinde her türlü atık, hurda vs. değerlendirilmekte ve büyük oranda sanayiye geri kazanılmaktadır. Kızartmalarda kullanılmış atık yağlar bile lavabolardan giderek denizlerimizi kirletme yerine, bioyakıt olarak tekrar kullanıma girebilmektedir.
HURDALARDAN PASLANMAZ ÇELİK GERİ KAZANIMI:
Londra borsası tarafından fiyatı belirlenen metal alım satımı, artık spekülatif bir emtia haline gelmiştir. Bazı metaller şimdiye kadar olmadığı kadar değer kazanmakta, hammadde fiyatı yükseldikçe hurda fiyatı da otomatik olarak yükselmektedir. Halkımızın her türlü metali “demir “ olarak adlandırdığı dönemler artık geride kalmıştır.
Bazı metallerin tüketiminin daha fazla artması ve hammaddelere erişimindeki zorluklar fiyatlarının daha da yükselmesine neden olmaktadır.
Örnek olarak Molibden tonu 40,000 dolara kadar yükselen pahalı bir metaldir. 316 Paslanmaz çelikte % 2 civarında molibden bulunur. 304 paslanmaz çelikte ise molibden ya çok az bulunur, ya da hiç bulunmaz. Dolayısıyla 316 ton fiyatı 5,100 TL iken , 304 ‘ün ton fiyatı 3,600 TL dir. Nikel de Molibden kadar olmasa da tonu 20,000 dolar olan pahalı bir metaldir. Son dönemlerde özellikle Çin kaynaklı 200 serisi olarak isimlendirilen, paslanmaz çeliğin ayırt edici özelliği olan mıknatıs tutmama özelliğine de haiz olan yüksek manganlı, düşük nikelli bu alaşımlar da bir çok metal ticaret erbabını da zor durumda bırakmıştır.
Paslanmaz çelik geri dönüşümü yapan hurdacılar, topladıkları malzemelerde farklı fiyatları olduğundan dolayı 304, 316, 201 ve 430 malzemeyi ayırmak zorundadırlar. Bu ayrımı yaparken de özellikle molibden, nikel ve krom oranlarını bilmek durumundadırlar. Yukarıda bahsettiğimiz gibi geçmişte basit bir mıknatıs ile paslanmaz çelikleri karbon çeliklerinden ve düşük alaşımlı çeliklerden kolayca ayırtabiliyorken, artık paslanmazları da kendi aralarında sınıflandırmak zorundadırlar. Bu ayırma işlemi için geçmişte iki ayrı üniteden meydana gelen, taşınması pek pratik olmayan cihazlar kullanılıyorken 10 yılı aşkın süredir tabanca şeklinde, 1.5 kg’dan hafif, çok hızlı şekilde sınıflama yapıp, kimyasal analizini doğru olarak verebilen portatif XRF analiz cihazları kullanılmaya başlanmıştır. Örnek olarak THERMO NITON ANALYZER firmasının geliştirdiği XL2 800 modelini inceleyebiliriz.
HURDA METAL ANALİZİNDE XL2 KULLANIMI :
Sadece 1.4 kg ağırlığı olan Niton XL2, renkli dokunmatik ekranlı kullanımı kolay bir cihazdır. Açıldıktan en fazla 30 sn içinde kullanıma hazır hale gelir. Bu sürenin nedeni -25˚C ye soğutulması için gereken dedektördür. Cihaz numuneye yaklaştırılır ve tetiğe basılır. 24 Elementi (Sb, Sn, Pd, Ag, Mo, Nb, Zr, Ru, Se, Bi, Pb, Ta, Hf, Re, W, Zn, Cu, Ni, Co, Fe, Mn, Cr, V, Ti ) kapsayan analiz sonucu ve alaşım kalitesi ekrana gelir. Genellikle birkaç saniye tetiği basılı tutmak yeterlidir.
Temiz numune yüzeylerinde her hangi bir ön hazırlık gerektirmez. Yüzeyden ölçüm yapan cihazlar olduklarından hassas analiz için boya , pas vs. gibi yüzeylerdeki oluşumları temizlemek gerekir. Numuneye isim vermek gerekirse dokunmatik ekranından sanal klavyesi ile kolayca isimlendirilebilir. Analiz süresi saniyeler mertebesinde olduğundan, kısa sürede büyük çapta hurda yığını kolayca sınıflandırılabilir.
ALÜMİNYUM , SİLİS, MAGNEZYUM, FOSFOR , KÜKÜRT ANALİZLERİ İÇİN GOLDD VE PLUS MODELLER:
Alüminyum bronzu, ETIAL 140, 150 vs. alüminyum alaşımları, magnezyumlu alaşımlar, otomat çelikleri, 303, 317 gibi içinde hafif elementlerin analizi için SDD denilen özel dedektörün olduğu farklı modeller gerekir. Thermo Scientific NITON’un ürettiği XL2, XL3 veya XL5 modellerinde SDD dedektörlü cihazlar GOLDD veya Plus model olarak adlandırılır. Bu modellerde ana filtrede yukarıda belirtilen elementler analiz edilirken, Mg, Al, Si, P ve S gibi elementlerin analizi için hafif filtre devreye girer.
KATALİTİK KONVERTER HURDASI AYRIŞTIRMA :
Otomobillerde bir süreden beri egzozlarda düşük emisyon sağlayan, CO ve HC bileşenlerini absorbe eden katalitik konvertör kullanılmaya başlanmıştır. Yüksek yüzey alanı sağlaması, katalizör işleminde mükemmel sonuçlar vermesi nedeniyle platin, paladyum ve rodyum metalleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu üç elementin toplamı yaklaşık 7000 ppm ( tonda 7000 gram ) kadar olabilmektedir. Görüldüğü gibi bu hesaba göre 1 kg seramik tabanlı katalitik konvertör hurdasının değeri içindeki bu elementlerin oranlarına bağlı olarak 150 USD olabilmektedir. Değerin gerçek olarak belirlenebilmesi için kimyasal analizinin doğru olarak ölçülebilmesi gerekir. Seramik veya metal tabanlı olabilen katalitik konvertörler kullanım dışı olduğunda diğer hurdalar gibi endüstrinin kullanımına tekrar girmektedir. Katalitik konvertor hurdaları dıştaki metal kısım açıldıktan sonra ortadaki konvertör kısmı ortaya çıkar . Pt-Pd-Rh metalleri dağınık olarak konvertör içine yayıldığından sağlıklı analiz edilebilmesi için seramik tabanın 100 mikron boyutuna kadar öğütülmesi ve karıştırılarak homojen hale getirilmesi gerekir. En basit ve hızlı olarak ölçüm yöntemi ise portatif XRF analiz cihazı kullanmaktır. THERMO NITON ANALYZER firmasının geliştirdiği XL3 500 AC modeli , çok hassas ve hızlı bir şekilde diğer elementlerle birlikte bu üç elementi ppm cinsinden doğru olarak ölçebilmektedir.
SONUÇ:
XRF tekniği optik emisyon tekniğinden farklı olarak malzemede hiçbir tahribata neden olmaz, malzemenin şekli de önemli olmadığından tel, toz gibi malzemeler de rahatlıkla analiz edilebilir. Kullanım pratikliği , doğru ve hassas olmaları nedeniyle gün geçtikçe bu cihazlar daha fazla yaygınlaşmaktadır. Metal analizi kullanımı dışında madencilik, plastik-elektronik RoHS, arkeoloji gibi kullanım alanları vardır.